Etrafımızdaki dehşeti neden kaydediyoruz?

Gazze, 11 Ekim 2023. Fotoğraf: İbrahim Ebu Mustafa, Reuters.
Gazze, 11 Ekim 2023. Fotoğraf: İbrahim Ebu Mustafa, Reuters.

Düşen İsrail füzelerinden kaçan veya topçu ateşiyle kuşatılmış halde komşusunun evinin enkazının yanında ailesiyle toplanmış birisi etrafındaki dehşeti neden elinde tuttuğu telefonuyla kaydetsin ki? (Bu soruları sosyal medyada sıkça görüyorum, bu da Filistinlilerin çektiği acıların görmezden gelindiğini gösteriyor).

Bunu bizim için yazıyorum, onlar için değil.

Telefonlarımıza sımsıkı sarılıyoruz çünkü yaşadıklarımızı belgelemenin, anlatımızın canlı ve bize ait kalmasını sağlamanın çok önemli olduğunu zor yoldan öğrendik. Hikayelerimiz, mücadelemiz, acımız ve yetmiş yılı aşkın süredir uğradığımız zulüm siliniyor. İsrailli gazeteci Hagar Shezaf, İsrail Savunma Bakanlığı ekiplerinin, Filistinlilerin öldürülmesini, köylerinin yıkılmasını ve Filistinli toplulukların sürülmesini anlatan tarihi belgelerin İsrail arşivlerinden nasıl sistematik biçimde kaldırıldığını açıkladı. Bu, İsrail’in tarihi durmadan kendi lehine yeniden yazma girişiminin bir parçasıdır. Bu yüzden telefonlarımıza sıkı sıkı sarılıp her şeyi kaydediyoruz.

Adımızı bile zar zor söyleyebilen ve hikayelerimizi güçbela anlatabilen sözde “tarafsız” Batı medyasının halkımızı “insanlıktan çıkmış” olmasa bile “değersiz” diye etiketlemesine karşı direnmek için kaydediyoruz. Hep soyut ve şekilsiz teröristler, şiddet yanlısı insanlar veya sayılar olarak tasvir ediliyoruz. Medya kanallarının bize birkaç saniyelik yayın süresi ayırabilmesi için tekrar tekrar insanlığımızı kanıtlamamız isteniyor.

Yani onların iyiliği için değil, kendimiz için belgeliyoruz. Adalet talep ediyoruz diye özür dilememiz için medya sistematik olarak beynimizi yıkıyor. Özgürlük ve eşitlik çağrılarında gri alanlar yoktur.

Gözyaşlarımızı, babalarımızı, annelerimizi, kardeşlerimizi ve çocuklarımızı kaybettiğimiz için attığımız çığlıkları, ıstırabımızı, canımızı kurtarmak için kaçma girişimlerimizi, felce uğratan korkularımızı, evlerimiz ABD hükümetinin sevgiyle gönderdiği F-35 füzelerinin sağır edici ölüm sesiyle sarsılırken çocuklarımızı nasıl sakinleştiremediğimizi kaydetmek için telefonlarımıza sarılıyoruz, kamerayı kayıtta bırakıyoruz.

Yıkılan evlerimizin enkazı altında hayatta kalabilmeleri için annelerimize yaptığımız acı dolu çağrıları muhafaza etmek, mezarları başında sevdiklerimize veda ederken metanetini koruyamayan titreyen dudaklarımızın ve yaşla dolu gözlerimizin ihanetine uğrayan seslerimizi kaydetmek için telefonlarımıza sarılıyoruz, kamerayı kayıtta bırakıyoruz.

Hayatta kalmak için ettiğimiz duaları, çocuklarımızın oyuncaklarını sağlam ve evcil hayvanlarını canlı bulduklarında duydukları sevinci kaydetmek zorundayız. Dirayetimizi ve hassasiyetimizi, liderliğimizin bize yaşattığı hayal kırıklığını ve dünyanın sessizliği karşısındaki öfkemizi kaydetmeliyiz. Dumanı, kanı, yıkılan evleri, hedef alınan zeytin ağaçlarını ve çalınan geçim kaynaklarımızı kaydediyoruz. Ne kadar yaşlandığımızı, hayat bize karşılık vermese de yaşamayı sevmekten vazgeçmediğimizi kaydediyoruz.

Gelecek nesillere aslında neler olduğunu anlatmak için kaydediyoruz. Burada kaldık, haklarımızı istedik, haklarımız için savaştık ve yok edildik. Kendimizi başkalarının gözünde insanlaştırmak için değil, gelecek nesiller kim olduğumuzu ve ne yaptığımızı hatırlasınlar diye kaydediyoruz. Varlığımızı silmeye yönelik tüm girişimlere karşı onları uyarmak için kaydediyoruz.

Kameralarımızın taşıyabileceğinden çok daha ağır olan bu dehşeti belki sona erdirir diye insanlığın yardımı için yakarışımızı kaydediyoruz.


*Bu yazı, Cüneyt Bender tarafından Esma Ebu Mezied’in Light in Gaza [Gazze’deki Işık] kitabında yayımlanan makalesinden çevrilmiştir.

Size ihtiyacımız var. Buraya kadar geldiyseniz, hatırlatmak boynumuzun borcu. Türkiye gibi geleceği ziyadesiyle belirsiz bir ülkede, elimizden geldiğince nitelikli yayıncılık yapmanın imkanlarını araştırıyoruz. Güvenilirliğini küresel ölçekte yitirmiş medya alanında hâlâ iyi işler çıkarılabileceğini göstermek istiyoruz.

Bağımsız yayıncılığı desteklemeniz bizim için çok değerli. vesaire’nin dağıtımının sürekliliğinin sağlanmasında ve daha geniş kesimlere ulaşmasında okurlarımızın üstlendiği sorumluluk özel bir anlam taşıyor. vesaire’yi desteklemek için patreon sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

Muhabbetimiz daim olsun...

Benzer Yazılar
daha fazla

Yağmur yağacak

Yazmaya başladığımdan beri her yıl, ister Arapça ister İngilizce olsun, Nakba Günü hakkında aynı makalenin veya şiirin aynı…
Total
0
Share

vesaire sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et