Bir video: Berlin’de bir kafede üç kadın hoş bir tınıyı terennüm ediyor. Birinci dakika civarında Avrupalı bu üç kadının “Ha bu akan dereler” diye şarkıya girdiklerini duyuyorsunuz. Ne?
Tralalka, 2010 yazında Bulgaristan’da yörenin şarkılarına duydukları heyecanı paylaşan birkaç insanın tanışıp, Bükreş–İstanbul treninde kurdukları Berlin menşeili bir grup. Videoda gördüğümüz Emma Greenfield, Petra Nachtmanova ve Moss Beynon Juckes ile beraber, Tralalka aslında İngiliz, Fransız, Avusturyalı ve Alman toplam 7 müzisyen ve bir fotoğrafçı/yönetmenden oluşan kalabalık bir ekip. Hepsinin de ayrı ayrı projeleri, yine aynı minvalde işleri mevcut.
“Ander Sevdaluk” adlı türküyü dinlediğimiz video, grubun fotoğrafları, videoları ve ruh hâlinden sorumlu Stephan Talneau’nun hazırladığı Berliner Moment isimli belgesel serisinde yer verdiği The Story of Ladies of Tralalka’dan kesilmiş bir bölüm. Bu üç Avrupalı kadın, Berlin kafelerini ve restoranlarını dolaşıp geleneksel Bulgarca, Romence, Türkçe şarkıları oldukça etkileyici bir uyum ve hoş vokal düzenlemelerle söylüyorlar. Tralalka’nın şu ana kadar çıkardığı iki EP, biri canlı olmak üzere iki de single’ını buradan dinleyebilir, bir kısmını ücretsiz indirebilir, diğerlerini de satın alabilirsiniz.
Bu coğrafyanın yalnızca müziğine değil, geniş bir yelpazede geleneksel kültürüne ilgi gösterdikleri aşikâr, sevimli ve biraz da tuhaf. Hâlihazırda yeni albümleri üzerinde çalışıyorlar, adı KISMET. Kiss Kiss Bank Bank sayfalarında başarılı bir şekilde fonladıkları KISMET’i, Friedrich Schiller’den de destek alarak şöyle duyurmuşlar:
Gönlün buyurduklarıdır KISMET
Göğsünde yatar KISMET’inin yıldızları
Ve Schiller haklıydı. Bu proje bizim gönlümüzün çağrısı. Yazgımız berrak. Biz istesek de istemesek de, albümümüz gelecek. Tüm şarkılar KISMET etrafında toplanıyor. Bulgar bir kız ve bir Jöntürk’ün imkansız aşkı, yalnızca gece ortaya çıkan bir dedektif, aşıkları ayıran geçilmez denizler, asla eve gelmeyen bir adam, ya da eski klasiklerden sevilemeyecek kadar bedbaht biri. Eh, n’aparsınız? KISMET.
Asırların ezilmişliği midir, fark edilmenin, bilinmenin huzuru mu veya Batı’ya öykünme ve beğenilme sevdası mıdır, bilemiyorum. Ama insanın hafiften yüzü gülüyor. Birileri buralara bakıyor ve bunca lanetin, zulmün arasında bizim gözden kaçırdığımızı buluyor, benimsiyor, seviyor. Üstelik bunu müthiş bir müzikal yetkinlikle yapıyor. Tüm bunları yaparken bir de buraların dertlerine kayıtsız kalmıyor ki, daha ne olsun?
KISMET’i heyecanla bekle sayın okur. Buraların pisliğin altında gömülü kıymetini hatırlamak için bekle, oraların insanını bilmek için bekle, güzel müzik için bekle. Gelir, gelmez… Kısmet.
Grup üyelerinden Petra Nachtmanova’dan “Gesi Bağları”nı da aşağıya bırakıyorum. Bir de ipucu: Biraz kazırsanız, daha neler neler var.
Hamiş: Stephan Talneau’nun bu diyarlara dair For Servan and Diyarbakır, with love from Berlin! ve Bağlama Klasse of Nevzat Akpınar isimli iki video serisi daha var, göz atmaya değer.