Sekizinci filmi The Hateful Eight yeni vizyona girmişken, Quentin Tarantino’nun sinematik besin zincirinin en tepesinde durduğu aşikâr. Veya en azından Disney tarafından filmini başka bir sinemada göstermesi için zorlanmadan önce öyleydi. Howard Stern ile yaptığı röportajda The Hateful Eight‘in gösterimlerini erteleyerek -kendi deyimiyle “dünyanın en büyük filmi” olan- Star Wars: Güç Uyanıyor‘un Los Angeles’ta bulunan Cinerama Dome sinemasındaki gösterimlerini uzatması gerekçesiyle Disney’i eleştiri yağmuruna tuttu.
Dinlemeye niyeti olan herkese bu haksızlıktan bahsediyor, ama Tarantino reddedilmeyi kabullenen biri değil. Sinemada başarı için denenmiş ve onanmış bir formülü var. Beyaz perdede benzer bir hakimiyeti yakalamak ister misiniz? Elbette istersiniz. Adım adım rehberimizi takip ederseniz, geçtiğimiz çeyrek asrın en ilham verici işlerini ortaya çıkarmaya doğru emin adımlarla yürüyebilirsiniz.
Mahallenin mezbahasına ayağınız alışsın
Veya gerçekten malzemesi bol bir kasap bulun. O kırmızı malzemeden içinde yüzebileceğiniz kadar olduğu sürece ikisi de olur. Yani, tonlarca demek istiyorum. Ses efektleri de çok önemli. Bağırsakların duvara sıçradığını, kulakların kesildiğini, kafa derilerinin yüzüldüğünü duymak istiyoruz. Bu sesleri ürkütücü bir şekilde keyifli bir şarkıyla birleştirdiğinizde (Örneğin Stealers Wheel’ın “Stuck In The Middle With You” şarkısı[i] oldukça iyi işliyor gibi görünüyor) kazandınız demektir.
Zor adamı oynayın
Gönülsüzce seri üretime geçmeyin. İki filmin arasında geçecek üç yıl, yeni çıkaracağınız filmlere duyulan beklentiyi artırmak ve bahisçilerin köpek gibi yolunuzu koklamalarını sağlamak için ortalama olarak uygun bir süre gibi görünüyor. Kısa tanıtımlar ve fragmanlarla da izleyici çekebilirsiniz. Eğer, Allah korusun, senaryolarınızdan biri sızdırılırsa, fırsattan istifade edebilir ve bunu bir filme çevirmeyi reddettiğinizi söyleyerek insanların elinden çekip alabilirsiniz. Sonra tam da büyük bir hayal kırıklığı yaşanıyorken fikrinizi değiştirip filmi çekmeye karar verdiğinizi söylersiniz. Senaryoyla birlikte üstünlüğü ele geçirmiş olmanın verdiği rahatlıkla insanların çıldırmalarını izlersiniz.
En akla sığmaz karakterleri yaratın
Onları inandırıcı hale getirin. Bulabileceğiniz en uçuk, şeytani, ayartıcı, tüyler ürpertici, yürek parçalayıcı karakterleri yazın ve onlara can verin. Calvin Candie[ii]? Kan donduracak kadar kötücül biri, ama onu biraz da seviyor gibiyiz. Ya da Uma Thurman’ın Gelin’i[iii]? Aslında acımasız bir katil, ama kestiği her kafayı destekliyoruz. Bu karakterler o kadar tanınmış ve ikonik olmalı ki, yaptığınız işi tema olarak belirleyen geceler düzenlenmeli. Tarantino sıradan işlere bulaşmıyor, siz de öyle yapmalısınız.
Hangi rolü kimin oynayacağını iyi bilin
Bu, üçüncü aşamayla el ele gidiyor. Pek kimsenin çalışmayı düşünmeyeceği göze çarpmayan oyuncular bulmayı deneyin. Tarantino hem iş için en iyi insanı seçmesiyle -John Travolta’yı Pulp Fiction‘da oynatması gibi alışılmadık ama mükemmel seçimleri gibi-, hem de Christoph Waltz gibi yetenekleri ilgi odağı haline getirmesiyle tanınır, ki bugüne kadar en gurur duyduğu seçimi Waltz’u Inglourious Basterds‘da (2009) oynatmak. Tarantino’nun sekiz filminden altısında yer alan Samuel L. Jackson da belli ki yardımcı olmaktan oldukça memnun.
Kendinizi star haline getirin
Eğer onu yapamıyorsanız da filmlerinizde kendiniz oynayın. Tarantino’nun ilk kamera önü deneyimi ilk filmi Rezervuar Köpekleri‘nde gelmişti, ama neredeyse her filminde bir cameo yapıyor -herhalde DiCaprio’ya uçlandığından beri biraz para biriktirmek için. Eğer iyice yaratıcı bir iş yapmak isterseniz cameo’larınızı iyice saklayın ve filmlerinize Pixar gibi yerleştirin. DIY (Do It Yourself – Kendin Yap) yaklaşımı tanıtım için de geçerli. Gerçek Tarantino etkisi yaratmak için kişiliğiniz o kadar ön planda olmalı ki söylediğiniz herhangi bir söz insanların gidip bu sefer ne hakkında atıp tuttuğunuzu görmek istemelerine yol açmalı. Hatta bir gün kendi filmlerinizden birinde bir karakter haline gelebilecek kadar canlı olmalısınız. İşte bu görmek isteyeceğimiz bir Tarantino filmi olurdu.
* Bu yazı, Megan Williams’ın dazeddigital.com’da yayımlanan yazısından çevrilmiştir.
[i] Ç.N. Rezervuar Köpekleri‘ndeki (1992) kulak kesme sahnesinde çalan şarkı.
[ii] Ç.N. Django Unchained‘de (2012) Leanardo DiCaprio’nun canlandırdığı karakter.
[iii] Ç.N. Kill Bill: Vol. 1 (2003) ve Kill Bill Vol. 2‘de (2004) canlandırdığı karakter.