Sporla ilgili olmayan spor oyunu: Football Manager

Football Manager

Azeri futbol kulübü Bakı FK, Kasım 2012’de yeni oyuncu keşiflerine göz kulak olması için Vugar Huseynzade adında bir İsveçli göçmenle anlaştı. Bakı’nın geçmişinde iki lig şampiyonluğunun yanı sıra Avrupa’nın prestijli organizasyonlarda yer alma deneyimleri olsa da kulüp o dönem zorlanıyordu ve finansal yıkımla karşı karşıyaydı. Her şey denemeye değerdi, takımı uluslararası futbol camiasında tanınmayan Huseynzade’ye emanet etmek bile. Huseynzade, başlıca vasfı Football Manager başarısı olan yirmi bir yaşında bir üniversite mezunuydu.

Oyunun ilk versiyonu (o zamanlar Championship Manager adıyla biliniyordu) 1992’de piyasaya sürüldü. Yaratıcıları, 1980’lerin sonlarındaki simülasyon oyunlarından memnun olmayan Paul ve Oliver Collyer adında Britanyalı iki kardeşti. Factor adlı internet sitesine verdiği röportajda, Paul bu durumu şöyle açıklamıştı: “Bu oyunlar sizi dünyanın merkezi haline getiriyordu. Biz bir dünyanın içinde olmayı yeğleriz.” Masaüstü spor simülasyonları ellilerden bu yana popüler olsa da bilgisayar işlemcileri Collyer’lere sizin takımınızın ilerlemesinin devam eden birçok hikâyeden yalnızca biri olduğu, pahalı görünen bir oyun inşa etme imkanı verdi. İlk Football Manager versiyonları çoğunlukla grafiklerden kaçındı. Bir takım seçiyor, oyuncular alıp satıyor ve onların dizilişini belirliyordunuz. Daha sonraki eylemlerin hepsi sanki sonradan eklenmesi gereken bir şeymiş gibiydi. Oyunun programlama gücünün çoğu istatistik ve stratejileri depolamaya adanmıştı.

1990’ların sonuna gelindiğinde, Football Manager dünyanın en popüler bilgisayar oyunlarından biri olmuştu. Bugüne dek yirmi milyondan fazla sattı. Oynayanların bağımlılığını belgeleyen kitaplar (Football Manager Stole My Life – Football Manager Hayatımı Çaldı) ve filmler (An Alternative Reality: The Football Manager Documentary – Alternatif Bir Gerçeklik: Football Manager Belgeseli) çıktı. En az bir akademik çalışma da oyunu organizasyonel strateji teorilerini test etmek için kullandı. Olağandışı başarıların paylaşıldığı Reddit zincirleri ve yoğunluğuyla meşhur bir mesaj panosu var. Football Manager’ın dünya kurma ihtimalleri, kişisel bilgisayarların kapasiteleriyle birlikte büyüdü. Oyunun bu ay çıkan en yeni versiyonu elli bir ülkeden bin üç yüz scout’un girdisini içeriyor, böylelikle de yedi yüz binden fazla oyuncu, antrenör ve hakemin dahil olduğu bir veritabanı oluşturuyor. Küresel futbolun alt kademelerinde çalışanlarına daha kapsamlı bir bakış muhtemelen yok, nitekim oyuncular, scout’lar ve televizyon yorumcuları sıklıkla bu kaynağa atıfta bulunuyor. Serinin yapımcı şirketi Sports Interactive, keşif raporlarını 2014’te İngiltere Premier Ligi’yle paylaşmaya başladı.

Football Manager’ın tuhaf bir özelliği, oyunu bizzat oynamadığınız bir spor oyunu olması. Beceri ya da refleksler ödüllendirilmiyor. Bunun yerine oyun tamamen yönetmekle ilgili, sözleşmelerden reklam anlaşmalarına, keşif raporlarından antreman dozajına kadar. Ünlü bir kulübün menajeri olarak başlayabilirsiniz, burada açık bir çek defteri yoğun bir denetlemeyle birlikte gelir. Ya da profesyonel futbolun en alt basamaklarında antrenörlük için başvurup yukarılara çıkmaya çalışabilirsiniz. Ne olursa olsun oyun, iyiyi harikadan ayırabilen ufak ayarlamalara aşırı derecede adanmışlık talep ediyor. Antrenmanın yoğunluğunu ayarlayıp cıva gibi bir yıldıza işgüzar menajerini kovmasını önerirken kullanmak istediğiniz tonu ve üslubu belirliyorsunuz. Sonra oyun, kararlarınıza göre simülasyonu ilerletiyor. Tercihlerinizin oyun alanında olanlara yalnızca gizemli ve dolaylı bir etkisi var.

Football Manager başta fazla meşakkatli görünüyor, günlerce yemeyeceğin bir yemeği hazırlamak gibi. Oyunun büyük bir kısmı posta kutunuzu keşif raporlarından, müstakbel asistanların CV’lerinden ve gazetecilerin sorularından temizlemekle geçiyor. Bir milli takım menajeri olmayı seçerseniz birçok sanal ay boyunca basitçe hiçbir şey olmuyor. Ancak o titiz, bürokratik yavaşlık büyüleyici hale geliyor. Oyun, günümüz spor oyunlarından çok SimCity’ye benziyor. En ilgi çekici kısımları, gerçek değerinden ucuza satılan bir yetenek ya da bir sonraki Cristiano Ronaldo olabilecek on altı yaşındaki yıldız adayını bulmak için dünya genelinde ligleri didik didik aramayı içeriyor.

Belki de Football Manager, ana akımdaki bu başarısına rağmen halen kült ve kendine has olmasını hipnotize edici, hayatın ta kendisine benzer ritmine borçlu. Bu yılın versiyonu takım psikolojisine daha sofistike bir bakış atıyor, ilham gücü yüksek liderlere sıcak davranmanızı ya da hizipleri usulca bozmanızı gerektiriyor. Oyun deneyimi onu kişilerarası siyasetin inceliklerine hazırlamamış olsa da Huseynzade Bakı’nın kadrosuna destek çıktı ve kulübün sıralamada saygıdeğer bir konuma erişmesine yardımcı oldu. Sözleşmesi süresince hizmet verdikten sonra İsveç’e döndü.

Oyunların geleneksel anlamdaki hikâye anlatıcılığından saptığı sıklıkla söylenir. Her oyuncu hikâyenin tam kontrolüne sahip gibi görününce yılların sanatsal niyet endişeleri, ciddi sanattan öğrendiğimiz ahlâki derslerle birlikte uzaklaşıyor. Oyunlar gittikçe daha üç boyutlu hale gelirken Football Manager’ın hantal grafikleri ile değişkenlerden ve veri göstergelerinden oluşan yoğun dizilimlerinin bir cazibesi var. Anlam zamanla çoğalıyor. Dikkatle gözlediğiniz yeteneklerden bazıları yıldıza dönüşüyor, diğerleri ise sönüyor. Olanlar genellikle kontrolünüz dışında gelişiyor çünkü oyun aslında her şeyi bilmeyle değil, güçsüzlükle ilgili.

Eylül’de Electronic Arts (EA) FIFA 18’i, dünyanın en fazla satan spor video oyun serisinin son versiyonunu piyasaya sürdü. Genellikle birbirinden ayırt edilemeyen oyuncuların sahada süzüldüğü Football Manager’ın aksine FIFA akışkan, kafa kafaya oyunu ve dudak uçuklatacak kadar ayrıntılı grafikleriyle övünüyor. Bir oyuncunun kenara yatırdığı sivri saçlarından ya da olağanüstü derecede cafcaflı kramponlarından büyülenebilirsiniz.

Geçen yıl, FIFA 17’de Londra’nın güney batısındaki kasvetli bir mahalleden yükselmeye çalışan Alex Hunter adındaki melez bir gencin etrafında şekillenen bir sinematik oyun modu sunmuşlardı. Hunter’ın hikâyesi temelde gerçek oyuncularla çekildikten sonra grafiklere tercüme edilen ve siz belirli işaretleri elde ettikçe ilerleyen bir film. Hunter olarak goller atmalı ve şüpheci antrenörlerin güvenini kazanmalısınız. Bir sahnede Hunter ve arkadaşları onun evinde FIFA oynuyor ve oyunun programcılarının onların becerilerini doğru değerlendirip değerlendiremediğini tartışıyorlar. Ancak her bir oyuncuya ayrı bir deneyim sunan Football Manager’ın aksine, FIFA’daki seçimleriniz en nihayetinde sınırlı. Hunter’ın önceden planlanmış başarısından fazla uzağa gitmek imkansız.

Hikâyeyi sürdüren FIFA 18’de İngiltere’nin sıradaki süper yıldızı olarak yağlanan Hunter, soğukkanlılığını muhafaza etmeye çalışıyor. Electronic Arts’ın fazlasıyla popüler beyzbol, futbol ve basketbol oyunlarının yan ürünlerinden biri, oyuncuları ağırlıklı olarak beyaz olmayan ana karakterlerle özdeşleşmeleri konusunda teşvik etmesi. FIFA 18’de Hunter’ın hikâyesinden kız kardeşininkine atladığınız bir an var. Hayal dünyasında bile bir grup karakterin tipik bir Avrupa profesyonel futbol kulubünün çeşitliliğini bünyesinde toplaması nadir görülüyor. Football Manager bu fikri daha da ileri taşıyarak dil bariyerleri ve sıla hasreti gibi küresel işgücü havuzlarında sıklıkla görülen problemlerle ilgilenmenizi gerektiriyor. Bu yılın versiyonu oyun tarafından oluşturulmuş bir oyuncunun eşcinselliğini açıkladığı bir an içeriyor, bu da kulübün gelirini ve halkla ilişkiler stratejilerini etkiliyor.

Bu oyunlar, favori sporcularınız ve takımlarınızla sezonun izin verdiğinden daha fazla zaman geçirmeye yönelik temel bir tutkudan doğan hayranlık beyanları olarak başladı. Tıpkı fantezi liglerinin benzer şekilde veri güdümlü dünyası gibi. Artık kendi içlerinde birer dünya, sahada olandan bağımsız ilerleyen birer hikâyeler.

Football Manager’da yönettiğim ama gerçekte hiç izlemediğim profesyonel sporcularla anlamlı bir bağ da kurdum, mozaiklenmemiş yüzlerini asla tanımayacağım genç yeteneklerin kişisel hayatlarını hayal de ettim. Bu hayranları yakınlaştırıyor mu yoksa beklentilerimizi yeniden mi ayarlıyor? Bu günlerde spor takibi, oyuncuların sosyal medya paylaşımlarına ve gece gündüz durmaksızın gelen antrenman, hazırlanma ve tıbbi bilgi raporlamalarının erişimine sahip olmak anlamına geliyor. Bu türden bir erişim, destansı bir konuma erişmiş gibi görünen bu kişilere yönelik empatiyi tehlike altına atıyor. Öte yandan oyunlarda, fantezi sporda da olduğu gibi profesyonel atletler birer soyutlamaya, alınıp satılabilen, kontrol altında tutulan ya da değiştirilen birer eşyaya dönüşebiliyor. Bilgisayar oyunları bir kontrol ve mülkiyet illüzyonuyla birlikte geliyor, ampirik modellerin geleceği öngörmek için temelini sağlayabileceği bir anlayış bu.

Football Manager’ın telefon ve tabletler için bir kolaylaştırılmış versiyonu da var. Geçtiğimiz Kasım’dan bu yana 2017’den başlayarak yirmi beş sezon oynadım. Başlangıçta oyuna bir tür kaçış olarak bakıyordum. Bir noktadan sonra pek de öyle hissettirmemeye başladı, çünkü oyun gerçek hayatla kesişiyordu. Aslında Manchester United tarihinin en iyi antrenörü olmadığımı unuttuğumdan değil. Ancak geçtiğimiz yaz Brexit birçok politik yorumcuyu şaşırtırken oyunun tasarımcıları, son versiyona bir “Ayrılma” olasılığını önceden eklediklerini bildirdiler. Neden hazırlıklı olmasınlar ki? Sonuçta Brexit’in, Avrupa çapında işçilerin hareketine yönelik gerçek sonuçları olacak, bunlara profesyonel futbolcular da dahil.

Şu an hem oynadığım hem de yarattığım hikâyede günümüzden on yıllar sonra ABD futbolun küresel bir dinamosu haline geliyor ve İngiltere Dünya Kupası’nı kazanıyor. Britanyalı seçmen, Brexit’i tersine döndürmeye karar veriyor. Zaman zaman ekrandan yukarı bakıyor ve bu kadar yılın geçmesi için kaç tane tık ve dokunuş yaptığımı hatırlıyorum. Sonra da saate bakıyorum ve gerçekte ne kadar az zamanın geçtiğini fark ediyorum.


*Bu yazı, Can Koçak tarafından Hua Hsu’nun The New Yorker’da yayımlanan makalesinden çevrilmiştir.

Muhabbetimiz daim olsun...

Benzer Yazılar
Total
0
Share