Fantastik ve bilimkurgu türlerinin usta yazarı Ursula K. Le Guin, 19 Kasım’da ABD Ulusal Kitap Ödülleri töreninde “Amerikan Edebiyatına Seçkin Katkı Madalyası” aldı ve ödül töreninde edebiyat, yayıncılık ve kapitalizm üzerine etkileyici bir konuşmaya imza attı. 1929 doğumlu efsanevi yazar, kendisini sahneye davet eden Neil Gaiman’a teşekkür ettikten sonra şunları söyledi:
Ailem, temsilcim, editörlerim biliyorlar ki burada bulunmam, benim olduğu kadar onların da yapıp etmelerinin sonucu, bu ödül benim olduğu kadar onların da ödülü. Ve bu ödülü, edebiyattan onca zamandır dışlanan bütün yazarlar, sevgili fantastik kurgu ve bilimkurgu yazarı dostlarım -güzel ödüllerin son 50 yıldır gerçekçi denenlere gidişini izleyen imgelemin yazarları- için sevinçle kabul ediyor ve onlarla paylaşıyorum.
Bence, şu anki yaşayışımızın alternatiflerini görebilen, korkuya kapılmış toplumumuzun ve takıntılı teknolojilerinin iç yüzünü varoluşun başka yollarına kadar görebilen ve hatta umut için gerçek dayanaklar hayal edebilen yazarların seslerini isteyeceğimiz zor zamanlar geliyor. Özgürlüğü anımsayabilecek yazarlara ihtiyaç duyacağız. Şairlere, hayalperestlere: Daha büyük bir gerçekliğin gerçekçilerine.
Şu an, bence bir piyasa metasının üretimiyle sanat pratiği arasındaki farkı bilen yazarlara ihtiyacımız var. Şirket kârını ve reklam gelirini maksimize etmek için satış stratejilerine uygun yazılı malzemeler geliştirmek, sorumlu kitap yayıncılığıyla ve yazarlıkla pek de aynı şey değil. (Teşekkür ederim alkışlayan cesur kişiler.)
Yine de yazı işleri üzerindeki kontrolün satış birimlerine verildiğini görüyorum; kendi yayıncılarımın, şapşal bir cehalet ve açgözlülük paniğiyle, bir elektronik kitap için halk kütüphanelerinden, müşterilerinden istediklerinin altı, yedi katı para istediklerini görüyorum. Bir vurguncunun bir yayıncıyı itaatsizliği için cezalandırdığını, yazarların şirket fetvalarıyla tehdit edildiğini daha yeni gördük; ve görüyorum ki birçoğumuz, kitapları yazan, kitapları yapan üreticiler, bunu kabul ediyoruz. Meta vurguncularının bizi deodorant gibi satmasını ve neyi yayınlayıp neyi yazacağımızı söylemelerini. (Ben de seni seviyorum, canım.)
Kitaplar, biliyorsunuz, sadece meta değildir. Kâr güdüsü, çoğu kez sanatın amaçlarıyla çatışır. Kapitalizm içinde yaşıyoruz. İktidarından kaçılamaz gibi geliyor. Kralların ilahi kudreti de öyle geliyordu. Her türlü insan iktidarına insanlar tarafından direnilebilir ve bu iktidar değiştirilebilir. Direniş ve değişim çoğu kez sanatta başlar ve daha da çok bizim sanatımızda -sözcüklerin sanatında- başlar.
Uzun, iyi bir kariyerim oldu. Yalnız değildim. Şimdi burada, kariyerimin sonunda, Amerikan edebiyatının satılıp ortada bırakıldığını görmek istemiyorum. Biz hayatını yazarak ve yayıncılık yaparak kazananlar, hasıladan hakkımıza düşen payı istiyoruz -bunu talep etmeliyiz. Ama bizim güzel ödülümüzün adı kâr değil. Onun adı özgürlük.
Teşekkür ederim.
Kaynak: Bianet (Çeviri: Tolga Korkut)