Mindhunter adlı yeni Netflix dizisinin bir sahnesinde bir FBI ajanı şu soruyu sorar: “Bir delinin nasıl düşündüğünü bilmedikçe ondan nasıl bir adım önde olabiliriz?” Bu, kriminal profil oluşturma işinin makul bir özeti. Polisler, seri katillerin ve psikopatların sapkın psikolojisini gerçekten anlayabilirlerse, onları yakalayabilir ve dehşet verici suçları sona erdirebilirler. Keşke gerçekten bu kadar basit olsa.
Mindhunter, seri katillerin düşünme biçimlerini anlayabilmek adına onlarla görüşmeler yapmış FBI ajanlarının gerçek tecrübelerine dayanıyor. Genellikle her şeyi gören Sherlock Holmes gibi tasvir edilen kriminal profil uzmanlarıyla dolu modern medya platformunun bize sunduğu son ürün. Kuzuların Sessizliği gibi filmler veya Criminal Minds gibi televizyon programlarında, FBI profil uzmanları, sapık ve tehlikeli bir zihnin ayrıntılı resmini oluşturmak için ipuçlarını bir araya getirir. Fakat popüler tasavvuru kıskacına almış olmasına rağmen, suçlu profili oluşturmanın meşruiyeti gerçek hayatta bir tartışma konusu. Profil uzmanları ancak anektod bazında başarı hikâyelerine işaret ederken, eleştirmenler baştan savma soruşturmaları gösteriyor. Sistematik araştırmalar, bu alanın en hafif tabirle herhangi bir kesinlik taşımadığını, hiç de televizyonda betimlendiği gibi olmadığını gösteriyor.
Modern kriminal profil uzmanlığı, 1940’lı ve 1950’li yıllarda, New York şehrinin farklı noktalarına düzinelerce bomba yerleştiren ve 16 yıl boyunca yakalanamayan “Çılgın Bombacı” adlı suçlunun peşine düşüldüğünde başladı. Polis, akla gelen tüm yöntemleri uyguladıktan sonra, son çare olarak James Brussel adlı bir psikiyatriste danıştı. Bu psikiyatrist, bombaların ardındaki kişiyle ilgili şaşırtıcı ölçüde ayrıntılı bir resim çizdi. Verdiği ayrıntılar arasında adamın bekar olduğu ve düğmeleri ilikli kruvaze takım elbise giydiği dahi bulunuyordu.
Polis, nihayet bombacı George Metesky’yi tutukladığında gerçekten de bekardı ve düğmeleri ilikli kruvaze bir takım elbise giyiyordu. Bunun yalnızca şanslı bir tahmin olabileceği ihtimali (o zamanın erkek modası dolayısıyla isabetli), Brussel’ın diğer tahminlerinin çoğunun oldukça yanlış veya vakayı çözümlemede çok az bir değeri olduğu gibi gerçeklere rağmen, kriminal profil oluşturma meşru bir araştırma yöntemi olarak köklerini saldı.
1970’lerde FBI kriminal profil oluşturma sistemini geliştirmeye başladı. Ted Bundy ve John Wayne Gacy gibi isimleri de içeren, caniliğiyle ün salmış 36 mahkumla yapılan röportajlar, oluşturulan kriminal profil oluşturma sisteminin temelini oluşturuyordu. Mindhunter dizisi bu röportajları yapan FBI ajanlarının kitabından uyarlandı. Katilin imzasını açığa çıkaran ipuçlarının bir araya getirildiği 6 aşamalı bir profil oluşturma yöntemi buldular. İstisnai suç mahali davranışlarının failin özgün kişiliğini gösterdiğine inanıyorlardı.
Eski FBI kriminal profil uzmanı Mary Ellen O’Toole, uzmanların bir cinayet mahaline bakıp ne kadar planlama içerdiği hakkında (rastgele bir suç mu, yoksa hedefe yönelik bir saldırı mı, adli delilleri temizlemede fail ne kadar gelişmiş ve hasar biçimine göre cinsel sadizm ihtimali) failin resmini çizmede yardımcı olacak fikirler yürütebildiklerini söyledi. Fakat kriminolog Dan Kennedy’ye göre bu tarz profil oluşturmanın temelleri, yanlış bir fikir üzerine kurulmuş durumda. Kennedy, buna “benzeşiklik problemi” diyor: “Gündelik davranışlar ile suç mahallindeki davranışlar arasında bir korelasyon olacağı fikri.” İstikrarlı bir suç davranışının, yine istikrarlı bir kişilik ya da karakterin göstergesi olduğunu düşünmek, sağduyulu fikir gibi gelse de, Kennedy bu korelasyonun gerçekten var olduğu durumlarda bile herhangi bir yardımı olamayacak kadar zayıf ya da düzensiz bir ilişki olduğunu söylüyor.
Liverpool Üniversitesi’ndeki araştırmacılar tarafından yapılan bir çalışma da bu iddiayı kısmen destekler nitelikte. Yabancı tecavüzcü vakalarını içeren 100 davanın incelemesinde, sonuçlar suç mahallindeki benzerliklerin suçlular arasındaki benzerliklerle hiçbir korelasyonu olmadığına işaret ediyor. Araştırmacılar, ”bulguların suç mahallindeki davranışlar ile tecavüzcünün arka plandaki karakteristik özellikleri arasında benzeşiklik olduğu varsayımına bir delil olmadığını” söylüyorlar.
Kennedy, FBI profil uzmanlarının ilk tekniklerini geliştirdikleri zamanlarda bile psikologlar insan davranışının yüksek oranda duruma bağlı koşullarla yakından ilgili olduğuna ve aynı işi tekrar tekrar aynı şekilde yapmak bile hayatın diğer alanlarında tahmin edilebilir davranışların varlığına delalet olmadığına inanıyorlardı, diyor.
Kennedy, FBI’ın orijinal profil oluşturma prensiplerinin büyük çoğunluğu psikopatlar, yalancılar ve manipülatörlerden toplanan bilgilere dayalı olduğunun da altını çiziyor. Seri katillerle yapılan FBI görüşmelerinin hem ufak bir örneği temsil ettiğini hem de kendi seçimiyle orada olan, kendilerinden bahsetmek isteyen ve yakalanmış bir grup üzerinde yapıldığını vurguluyor.
Rochester Üniversitesi profesörü ve adli psikiyatrist Mike McGrath, “36 psikopatı sorguya tutuyorlar ve söyledikleri her şeyi ilke kabul ediyorlar,” diyor. Bunun sonucunda FBI profil uzmanları sık sık kulağa şüpheli gelen benzerlikte profiller oluşturuyorlar. “Her suçlu, beyaz tenli ve erkek, 25-35 yaş aralığında ve her birinin annesiyle bir problemi var” şeklinde devam ediyor McGrath.
Kimliği belirsiz bir seri katil, masum insanları tüfekle bir bir vurarak Washington D.C. bölgesini terörize ettiği zamanlarda bu başarısızlık ziyadesiyle belirginleşti. Kriminal profil uzmanları polisin araması gereken kişiyle ilgili sayısız fikre sahiplerdi. Katilin beyaz tenli, 20-30 yaşlarında, muhtemelen beyaz bir karavanı ve düzenli bir işi olan, huysuz bir erkek olduğunu ilan ettiler.
Fakat polis sonunda “Beltway Nişancıları” olarak adlandırılan ikiliyi Ekim 2002’de yakaladığında, katillerin işsiz, 17 ve 40 yaşlarında mavi sedan kullanan siyahi erkekler olduklarını gördü. Polisler, arabayı pek çok olay yerinde fark etmiş fakat kontrol etmemişlerdi. Hatta bu arabayı ölümcül saldırılardan iki saat önce durmuşlar ama iki adamı sorguya çekmemişlerdi. Çünkü profile uygun değillerdi.
Kriminal profil oluşturmanın faydasını bilimsel olarak test etmek kolay değil. Araştırmacıların denediği bir yöntem, profil uzmanlarına ve diğerlerine sonuçlanmış dosyaları göstermek ve oluşturdukları profillerin isabetliliğini karşılaştırmak. Sonuçlar alınıp karıştırıldı, profil uzmanları bir tecavüz davasında daha isabetliyken bir cinayet davasında ortalamadan daha iyi bir sonuç çıkaramadılar. Bu tarzda bir başka çalışma, profil uzmanlarının meslekten olmayan insanlardan daha isabetli olduklarını gösteriyordu. Fakat hepsinin eşit oranda yetenekli olmadığına da işaret ediyordu. Kriminal profil uzmanları grubu, psikologlar ve medyumları da içeren diğer gruplara kıyasla en değişken sonuçlara sahip grup oldu. 2007’de yapılan bu çalışmaların pek çoğunun meta analizinin sonuçlarına göre “kimliği belirsiz bir suçlunun karakteristik özelliklerini tahminde, profil uzmanları diğer gruplardan daha iyi sonuçlara ulaşmada bir kararlılık” göstermiyor. Suçlu profili oluşturmak da “sözde bilimsel yöntem” olarak tanımlanıyor.
Eski bir FBI profil uzmanı olan Mark Safarik, bu meşruiyet araştırmalarında genellikle çoktan seçmeli test metodunun kullanıldığını ve bu tarz bir değerlendirmenin profil oluşturma sürecini gerçekten yansıtmadığını, dolayısıyla bu testlerin anlamını sınırladığını savunuyor.
Kriminal profil oluşturmadaki problemler genelde iddiaların fazla spesifik olması ve bu iddiaların ardındaki aşırı özgüven. Kennedy, bunlar bir dedektife dar bir bakış açısı sunarak soruşturmayı rayından çıkarabilir, diyor. FBI profil uzmanlarının yetersiz kaldığı davaları da bir çırpıda sıralıyor. Profil uzmanlarının “Unabomber” (Ted Kaczynski) hakkındaki tahminlerinin bir kısmı isabetli (kırsal kesimde yaşayan ve yalnızlığı seven) bir kısmı isabetsizdi (tahmin edilenden daha yaşlı ve eğitimli). Iowa’da 1989’da gerçekleşen büyük patlamayı araştıran profil uzmanları, olayın karşılıksız kalmış homoseksüel bir aşk sebebiyle katilin intihar ettiği bir cinayet vakası olduğunu savundu. Ancak dedektifler olayın ya insan ya da teçhizat hatasından olduğu sonucuna vardı. “Green River Killer” (Yeşil Nehir Katili) soruşturmasında profil uzmanları katilden gelen bir mektubu sahte diye görmezden geldiler. Sonradan gerçek olduğu ortaya çıktı ve masum bir taksicinin hedef alınmasına sebep oldular. Fakat Kennedy profil oluşturmanın tamamıyla işe yaramaz olmadığını, yalnızca yaratılan yüksek beklentiye henüz ulaşamadığını ekliyor.
Kaliforniya Davis Üniversitesi’nden hukuk profesörü Ed Imwinkelried “Profil oluşturmanın dedektiflere yardımı olduğu şüphesiz,” diyor. Kriminal profil oluşturma da diğer bütün soruşturma yöntemleri gibi ipuçlarına yöneltecek ve geniş hedefli bir ağ oluşturmaya yardım edecek şekilde kullanılabililiyor. Ancak kriminal profil uzmanlarının beyanlarını somut delillerle desteklemeleri gerektiğini, profil oluşturmanın asla suçlu olarak tek bireyi belirlemekte kullanılmaması gerektiğini savunuyor.
Safarik iyi profil uzmanlarının ihtiyatlı olduğunu, boylarını aşmamaya özen gösterdiklerini ve sadece şüphelilerin belli bir sayıya indirgenmesine yardımcı olduklarını söylüyor. “Bu bir bilim değil. Fakat bilimsel yönleri var,” diyor. Safarik, uzmanlık alanının ileri yaşlardaki kadınlarda seks cinayetleri olduğunu söylüyor. Çok fazla olayı incelediği için ”tecrübelerime dayanarak şüphelilerin peşine nasıl düşmemiz gerektiğini biliyorum,” diyor.
Başarıları sorulduğunda ise, Safarik 2006’da Kuzey Carolina’nın Iredell ilçesinde bir yaşlı çiftin cinayetinin soruşturmasında tıkanmış durumda olan dedektiflere yardım ettiğini söylüyor. Delillere bir göz atıp anında yanlış yolda ilerlediklerine karar veriyor ve “Bence aradığınız ruh sağlığı problemleri olan, ileri yaşlarda bir kadın dedim” diyor. Polis, soruşturmanın sonunda 65 yaşında bir kadını tutukluyor.
Fakat Safarik bir cinayet duruşmasında verdiği ifade yüzünden masum bir insanın hapse girdiğini anlatan bir Los Angeles Times yazısının da hedefi oluyor. Safarik’in beyanı ise, o davada polis şubesinin suç mahallindeki bütün tanıklarla görüşme yapmayı başaramamış olduğunu önceden bilse (bu bilgiyi sonradan ediniyor) asla soruşturmadakilere herhangi bir rapor hazırlamayacağı yönünde. Ayrıca davadaki rolünün gerçekte olduğundan fazla gösterildiğini, verdiği ifadenin ayrıntılı bir incelemeden geçtiğini ve üç davada kabul gördüğünü söylüyor.
Profil oluşturmanın meşruluğunun nasıl ölçülmesi gerektiği kendisine sorulduğunda ise, Safarik hukuki yaptırımın konuyu nasıl ele aldığına bağlı olduğunu söylüyor. Profil oluşturma destekçilerinin isabetli argümanı, dedektifler arasında bu tekniğin popüler olduğu ve uygulanma sıklığının gittikçe arttığı yönünde. Ancak Kennedy, bu teknik üzerinde harcadıkları zaman ve enerjiye gerekçe göstermek isteyen dedektiflerden ötürü bu araştırmaların yanlı olduğunu savunuyor. 88 sonuçlanmış davayı inceleyen bir araştırmada, davaların %83’ünde profili oluşturmanın genel olarak yararlı olduğunu söylediğini ancak bu tekniğin aslında çok daha az davada faili teşhis etmede faydalı olduğu sonucuna varıldığının hemen altını çiziyor.
Kriminal profil oluşturma alanı hakkında yapılan araştırmaların çoğu artık standartlaşmış bir sonuç metnine bağlanıyor. Profil oluşturma çalışmalarında deneysel bulgu eksikliği var ve bu alanda daha çok araştırma yapılması gerekiyor. 2015’te yapılan bir çalışma, profil uzmanlarının alanları ile ilgili yapılan ayrıntılı incelemelere pek yanaşmadıklarını ifade ediyor. Bunun sonucunda da tekniğin meşruiyetinin kanıtının insanların sürekli bu meşruiyeti sorgulamasında yattığı gibi “döngüsel bir argümana” varıyor. McGrath, bu alanın biraz FBI’dan gelen veri eksikliği dolayısıyla da engellendiğini söylüyor. “Başarı ve başarısızlık oranlarının herhangi resmi bir değerlendirmesi yapılamadı çünkü dosyalarını teslim etmiyorlar.”
Yine de, kriminal profil oluşturmanın popüler kültür üzerindeki etkisi hiçbir azalma belirtisi göstermiyor. Bunun sebebi oldukça basit, diyor Kennedy. “Seyircinin kafasında yer ediyor çünkü havalı. Bu, televizyon dünyası.”
*Bu yazı, Elif Dirim tarafından Thomas MacMillan’ın Vulture’da yayımlanan makalesinden çevrilmiştir.