HRW: Hükümetin internet üzerindeki kontrolü seçimleri tehdit ediyor

Farklı haber kanallarının eşzamanlı yayınlarında, ekranlarda, 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 5 Mayıs 2023 tarihinde Van'da bir miting sırasında konuşurken görünüyor. Halk TV Haber Merkezi, 2023. Fotoğraf: Emrah Gürel, AFP.
Farklı haber kanallarının eşzamanlı yayınlarında, ekranlarda, 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 5 Mayıs 2023 tarihinde Van’da bir miting sırasında konuşurken görünüyor. Halk TV Haber Merkezi, 2023. Fotoğraf: Emrah Gürel, AFP.

ARTICLE 19 ile İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) bugün yayımladığı raporda, 14 Mayıs’ta yapılacak seçimler öncesinde hükümetin internet üzerindeki kontrolünün seçimleri tehdit ettiğine dikkat çekti. Seçmenlerin, 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin seçim sonuçlarını değiştirmek amacıyla dijital ortam üzerinde önemli bir kontrol uygulayacağı endişesiyle sandık başına gideceklerini belirtildi.

Raporda, Erdoğan ve AKP’nin önemli bir mücadeleyle karşı karşıya olduğu parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Türkiye’nin internet ortamına yönelik potansiyel tehditler incelendi. Rapor, muhalif görüşleri internet ortamında bastırma konusunda bir geçmişe sahip olan hükümetin dijital sansür araçlarından oluşan geniş imkanları ne şekilde sağladığını açıklıyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nden Kıdemli Teknoloji Araştırmacısı Deborah Brown, “Türkiye hükümeti, seçim öncesinde sosyal medya ve bağımsız çevrimiçi haber siteleri üzerindeki kontrolünü sıkılaştırma ve sansür uygulama çabalarını hızlandırdı. Seçim, hükümetin şirketleri tahakküm altına alma çabalarına rağmen seçmenlerin bağımsız haberlere erişim, ve seçimlerle ve sonuçları hakkındaki görüşlerini ifade etmek için sosyal medyaya güvenip güvenemeyeceklerini test edecek,” dedi.

Raporda ayrıca Türkiye’de geçmiş seçimlerde sosyal medyanın, geleneksel medyanın ve ulusal seçim makamlarının bağımsız olmadığı bir ortamda oy kullanımına ilişkin usulsüzlük iddialarının dile getirilmesinde önemli bir rol oynadığı hatırlatıldı. Buna karşılık hükümetin, Ekim 2022’de kabul edilen bir dizi yasal değişiklikle internet sansürüne yönelik araçlarını seçim öncesinde önemli ölçüde artırdığı belirtildi.

“Hükümet, seçim sırasında muhalif görüşlerin yayılmasını engellemek için sosyal medya platformlarını tehdit etmekten veya kısıtlamaktan kaçınmalıdır. Sosyal medya platformları ve mesajlaşma servisleri, Türkiye’deki seçmenlerin demokratik bir seçime katılım hakkına saygı göstererek hükümet baskısına direnmeli ve kısıtlamalara karşı acil durum planlarını uygulamaya koyarak kâr etmek yerine insan haklarına öncelik vermelidir.”

“Yakın geçmişte hükümet kontrolündeki yargı önünde, cumhurbaşkanı ve hükümeti internet üzerinden eleştirmeleri, hatta önemli makaleleri sadece sosyal medyada paylaşmaları veya beğenmeleri nedeniyle gazeteciler, siyasi rakipler ve diğer kişiler hakkında yürütülen yargılamaların sayısı artmıştır. İnternet sitelerine erişim sıklıkla hükümet talimatlarıyla engellenmekte, karşıt görüşleri ifade eden içerikler kaldırılmaktadır. Şubat 2023’teki yıkıcı depremlerin ardından olduğu gibi, siyasi huzursuzluk dönemlerinde veya hükümete yönelik eleştiri beklendiğinde popüler sosyal medya ağlarına erişim engellenmiştir.”

“Ekim 2022’de mevzuatta yapılan yeni değişikliklerle içeriği belirsiz bir ‘gerçeğe aykırı bilgiyi yayma’ suçu ve seçimler sırasında internet ortamındaki baskıyı artırmak için şirketlere yönelik genişletilmiş yükümlülükler getirildi. Hükümetin kullanıcı verilerinin iletilmesi veya içeriğin çıkarılmasına yönelik taleplerini reddeden sosyal medya platformlarının Türkiye’de fiilen kullanılamaz hale gelecekleri ağır para cezalarıyla veya bant genişliği kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalmaları mümkün.”

Raporda, sosyal medya şirketlerinin Birleşmiş Milletler İş Dünyası ve İnsan Hakları Rehber İlkeleri uyarınca faaliyetlerini demokratik seçimlere katılma hakkını zedelemeye katkıda bulunan yönlerini ele almak da dahil olmak üzere insan haklarına saygı gösterme ve ihlalleri giderme yükümlülüklerine sahip olduğu hatırlatıldı.

Sosyal medya şirketlerinden Meta ve TikTok Türkiye’deki seçimlerle ilgili yaklaşımlarını açıkladığı, Twitter ve YouTube’un seçimlerle ilgili genel politikalarının bulunmadığı, Telegram’ın dezenformasyon veya seçimle ilgili erişime açık bir politikası olmadığı kaydedildi.

Şirketlerin hiçbirinin Türkiye’deki seçimler için ayırdıkları kaynaklar konusunda tam anlamıyla şeffaf olmadığını ifade eden İnsan Hakları İzleme Örgütü “Şirketlerin çoğu, platformlarının ve hizmetlerinin seçim sonuçlarıyla ilgili hatalı bilgilerin yayılmasına katkıda bulunmamalarını ve sürecin bütünlüğüne zarar vermemelerini sağlamak için birbiriyle çelişecek seçim zaferi ve seçim hilesi iddialarıyla nasıl başa çıkmayı planladıklarını açıklayamadı,” dedi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü ve ARTICLE 19, şirketlerin içerik çıkarma ve veri temini taleplerine yanıt verirken yetkililerden gelen baskılara direnmeye devam etmeleri gerektiğini belirtti. Bu, özellikle sivil toplum tarafından paylaşılan ve seçimlerin izlenmesi için hayati önem taşıyan, engellenmesi seçim sonuçları üzerinde olumsuz bir etki yaratabilecek içerikler için önemlidir. Sosyal medya şirketleri, seçim dönemi boyunca halkın platformlarına erişimini sağlamak için acil durum planları oluşturmalıdır.

ARTICLE 19 Avrupa Direktörü Sarah Clarke, “Sosyal medya şirketleri, bağımsız gözlemcilerin değerlendirmeleri de dahil olmak üzere, hükümetin olumsuz gördüğü içerikleri çıkarmaları konusunda yoğun bir baskıyla karşılaşabilir. Şirketlerin bu baskılara direnmeleri ve bu kritik seçim döneminde kendilerini hak ihlallerinin ortağı haline getirecek tedbirlere karşı koymak için ellerinden geleni yapmaları çok önemlidir” dedi.

Muhabbetimiz daim olsun...

Benzer Yazılar
daha fazla

Başka kayda rastlanmadı

Salt ve Kadir Has Üniversitesi işbirliğiyle 2018’den bu yana yürütülen Reşad Ekrem Koçu ve İstanbul Ansiklopedisi Arşivi çalışmaları kapsamında…
daha fazla

“Kimyasal tehlikeye karşı uyarıyoruz”

6 Şubat tarihli depremlerde yıkıma uğrayan kentlerde alelacele “yeniden inşa” faaliyeti başladı. Enkazlar hızlıca kaldırılıyor, yıkım-taşıma-boşaltma faaliyetleri denetimsiz…
Kentsel Dönüşüm. İstanbul, 2019. Fotoğraf: Sunguk Kim.
daha fazla

Başka bir kentsel dönüşüm mümkün

Maraş merkezli depremlerden etkilenen on binlerce insanın temel ihtiyaçları hâlâ karşılanamamışken, alelacele “yeniden inşa” projeleri hayata geçiriliyor, uzmanların…
Total
0
Share