Deprem bölgesinde yapılaşmaya ilişkin 24 Şubat 2023 tarihli cumhurbaşkanlığı kararnamesi, şehirlerde mülksüzleştirme, insansızlaştırma ve çevre krizlerine neden olacak hususlar içeriyor. TMMOB Şehir Plancıları Odası, depremden etkilenen şehirlerdeki “yeniden inşa” sürecinde karşılaşacağımız tehlikelere dikkat çekiyor. Doğal değerlerimizi telafisi mümkün olmayacak derecede tahribata uğratacak kararname konusunda herkesi yüksek sesle itiraz etmeye çağırıyor.
Birçok kentimiz tümden yıkıma uğramışken ve bu kentleri tekrar ayağa kaldırmak için başvuracağımız en önemli araçlardan biri planlamayken, bu kararnameyle plansız kentleşme yasallaştırılacak, tüm yetkiler tek elde toplanacak. Planlama süreci tamamen devre dışı bırakılarak, vaziyet planları üzerinden ruhsatlandırma yöntemiyle yapılı çevre üretilebilecek. Yürütülen işlemlere itiraz edilemeyecek, sürece halk katılımı hiçbir şekilde sağlanmayacak. Halka sorulmadan halkın yaşayacağı soyut mekânlar inşa edilecek.
Kurum görüşleri ve ayrıntılı analizler gibi planlama çalışmasına altlık olacak veriler olmaksızın yapılan yer seçimleriyle yeni afetlere, felaketlere zemin hazırlanacak. Kurum görüşleri alınmadığı için diğer kurumların geçmişteki çalışmalarından veya uygulamayı öngördükleri projelerden habersiz bir süreç yürütülecek. Zemini sağlam ama başka doğal ve beşeri tehlikelere maruz kalabilecek yerlerde konutlar inşa edilebilecek.
Deprem bölgesindeki tüm illerde orman ve mera alanları herhangi bir engelle karşılaşmadan yapılaşmaya açılabilecek. Bu vasıf değişikliği işlemine itiraz dahi edilemeyecek. Ağırlıklı tarım faaliyetiyle geçinen yurttaşların geçim kaynağı olan doğal alanlar da betona boğulacak.
Halkın dahil olmadığı, üstten, merkezi bir karar alma süreciyle tip proje bina yığınları üretilip kentsel aidiyet, kent kimliği, toplumsal olarak inşa edilmiş bellek mekânları bir kez daha yıkıma uğrayacak. Emeğimizle ürettiğimiz kaynaklar, hayalet mekânlara, yatakhane kentlere akıtılacak
Kaynak: TMMOB Şehir Plancıları Odası