Ermeni Soykırımı, Türkiye’nin büyük ölçüde utanç verici olan yakın tarihindeki en büyük insanlık suçlarından biri. Koca bir halk devlet tarafından sistematik olarak katledildi: Yüz binlerce Ermeni devlet zoruyla sürüldü, gasp edildi, tecavüze uğradı ve öldürüldü. 1. Dünya Savaşı’ndan önce Osmanlı topraklarında yaklaşık 1,5 milyon Ermeni varken, Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda Ermeni nüfus 100 binin altına düşmüştü. Artık sokaklarda bir Ermeni’ye rastlamak ise neredeyse imkânsız hâle geldi. Asırlık inkâr politikaları nedeniyle bu büyük trajedi hâlâ tüm yönleriyle konuşulamıyor. Lakin 1915 yalnız geçmişin değil, geleceğin de meselesi. Soykırımla yüzleşmek, nasıl bir gelecek istediğimizi de belirliyor.
2-31 Aralık tarihleri arasında Depo İstanbul’da ziyarete açılacak “Bizzat Hallediniz” sergisi de Ermenilerin binlerce yıldır yaşadıkları topraklardan koparılışının 100. yılı vesilesiyle, trajediye ilişkin tarihsel hakikatleri yeniden kamuoyunun gündemine getirmeyi hedefliyor.
[Tweet “Soykırımla yüzleşmek, nasıl bir gelecek istediğimizi de belirliyor.”]Babil Derneği tarafından Önder Özengi’nin küratörlüğünde hazırlanan sergi, insanlık tarihinin en büyük felaketlerinden soykırımı resmi belgeler üzerinden inceliyor. Dahiliye Nazırı Talat Paşa’nın Osmanlı vilayetlerine yazdığı telgraflar ve bölgelerden gelen cevaplar, dönemin yasa ve talimatnameleri, tanık anlatımları, dönemin gazeteleri ve Divan-ı Harb’de açılan davaların sonuçları ile tutanaklardaki ifadeler 1915’i tasvir eden belgeler arasında yer alıyor.
Belirli bir bölümü araştırmacılara açık olan Başbakanlık Osmanlı Arşivleri’ndeki yaklaşık 800 telgraf incelenerek hazırlanan sergi, öncelikle bir arşivi daha geniş kesimler için görünür kılıyor. Soykırımın ana aktörlerinin kimler olduğunu, nasıl bir ortamda ve hangi yöntemlerle gerçekleştiğine dair yeni kanıtlar görmek için ziyaret edebilir, sergiye ilişkin ayrıntılı bilgiye buradan erişebilirsiniz.
Rober Koptaş, soykırımın 100. yılı vesilesiyle yazdığı ve çokça paylaşılan “Bir Ermeni olarak ne istiyorum?” yazısında “Beni boğazımdaki kılçıktan, birilerinin boğazındaki kılçık olmaktan kurtarın” demişti. “Bizzat Hallediniz” sergisi boğazlarımızdaki kılçığı çıkarıp almak için yetersiz bir adım gibi görünebilir, ancak inkârı muska yapıp boynuna asanların memleketinde hiç yoktan iyidir.