1984’te Pulitzer Ödülü’ne aday gösterilmiş Aşk Delisi (Fool for Love) Oyun Atölyesi’nin sezon oyunlarından biri. İlk kez 1983’te San Francisco’da Magic Theatre’da oynanan oyunun yazarı ise Sam Shepard.
Haluk Bilginer’in tertemiz çevirisi ve Muharrem Özcan’ın yorumuyla Oyun Atölyesi’nde izleyicilerin karşısına çıkan oyun, isteseler de istemeseler de ayrılamayan iki aşk delisinin sonu sürprizli trajik hikâyesini anlatıyor. Bu aşk öyle sizi gülümsetecek bir romantizm içermiyor, bolca tutkuya sahip olsa da temelde ağır bir travmaya odaklanıyor.
Eddie (Berk Hakman) ve May (Pınar Çağlar Gençtürk) kaçmaya çalıştıkları geçmişlerinin içine batmış, birbirine delicesine aşık iki karakter olarak karşımıza çıkıyor. Bir motel odasında seneler sonra bir araya geliyorlar ve birbirlerinin hayatlarından çıkmaları gerektiğini yineleyip duruyorlar. Ancak biri ikna olsa diğeri paçasından tutup çekiyor, diğeri ikna olsa beriki onu bırakmıyor.
İvmesi sürekli yükselen ve tansiyonun hiç düşmediği hikâye, May’in flörtü Martin’in (Beyti Engin) ziyaretiyle tırmanışa geçiyor. Eddie’nin kalbini çalıp bir de üzerine bütün parasını çaldığı kendisini hiç görmediğimiz Kontes’in moteli basması ise olayları iyice alevlendiriyor.
Oyun boyunca neredeyse sahnenin bir köşesinde oturan Yaşlı Adam (Avni Yalçın) ise hem Eddie’nin hem de May’in sırrının büyük parçası olarak karşımıza çıkıyor. Yaşlı Adam’a duydukları aşk-nefret ilişkisi ise hikâyenin çözüm noktası. Sır perdesi aralandığında bu tansiyonun asıl sebebini anlıyoruz. Oyun boğazımızda düğümleniyor.
Pınar Çağlar Gençtürk’ün bir an bile düşmeyen performansı takdiri hak ediyor. Sinema ve televizyon işleriyle tanıdığımız Berk Hakman’ın ise daha çok sahnede olması gerekiyor. Oyunun her manevrasına sadık kalan oyuncu, Eddie karakterinin hakkını layıkıyla veriyor. Beyti Engin ise oyunun en trajik noktalarında bile seyirciyi güldürebiliyor. Komedisiyle Eddie ve May’in arasındaki tansiyonu destekliyor. Gergin dakikalarda nefes aldırıyor.
Esas adamın ve kadının omuzlarından seyirciye seslenen Yaşlı Adam’a ise Avni Yalçın hayat veriyor. Oturduğu koltuktan kalkıp Eddie ve May’in geçmiş çözümlemelerinin dili oluyor. Ancak ayrıksı karakteriyle izleyenleri kimi zaman oyuna yabancılaştırıyor: Belli bir noktadan sonra kontrolden çıkıyor, hem biraz dağılıyor hem dikkatleri dağıtıyor.
Oyununun ışık ve dekor tasarımı için özellikle Kemal Yiğitcan ve Barış Dinçel’i kutlamak gerekiyor. Oyuna görsel katkıları yadsınamayacak kadar etkili. Oyuncuların her hareketine katkı sağlayan, süprizi yerli yerinde kullanılmış ışık tasarımının yanı sıra karakterlerin hatırlamak istemediklerini gömdükleri bir metafora dönüştüren kumdan havuz tasarımı dikkate değer iki unsur olarak zihnimde kaldı.
Aşk Delisi sezon boyunca Oyun Atölyesi’nde. Program için buradan buyrunuz.