Dünyanın sonunu nasıl alırdınız?
Bir grup arkadaş dünyanın sonuna dair konuşuyorduk. Haberi aldın, bildiğin anlamıyla dünya (ya da medeniyet) sona erecek. Ne…
Nasıl çevirdim? Can Kantarcı ve “Neuromancer”
William Gibson’ın 1984’te yayımlanan, aradan geçen 40 yıl boyunca piyasaya sürülen onlarca bilimkurgu, cyberpunk ve yapay zeka anlatısında…
Black Mirror: Gelecek çoktan geldiyse, çözüm geçmişte olabilir
İngilizcede “The future is now” diye bir ifade var, “Gelecek şimdidir,” ya da “Gelecek çoktan geldi,” diye Türkçeleştirmek…
“AFAD’ın başarısız olacağını düşünüyordum, ama bu seviyede beklemiyordum”
KVKK avukatı olarak çalışan Alper Atmaca, Seçkin Serpil ile birlikte “Ve Bunun Gibi” adlı podcast programında sözcüklerin tarihteki,…
Sinik-gerçekçi bir şaka: “Kılıçdaroğlu aday olmasın”
Geçen haftalarda koluna dövme yaptıran biri aracılığıyla sosyal medyanın dikkatini çeken “Kılıçdaroğlu aday olmasın”, aslında bir süredir farklı…
Kültürel iktidarı almak
Bu yazıyı bu dilde okuyabiliyorsanız, 6 Şubat’ta nasıl bir sabaha uyandığımızı tekrar anlatmaya gerek yok. Çok üzgünüz, çok…
66. Londra Film Festivali’nin ardından: Takip ettik, izini kaybettik
Malum, sosyal medyada her şeyi savunan birileri mutlaka çıkıyor. Ayıplanması gerektiğinde hemfikir olunan yegâne pratiklerden biri de çalıntı…
Kutlamanın politik tarihi: Notting Hill Karnavalı
Malum, şu sıralar Birleşik Krallık’ın gündemini meşgul eden başka bir mesele var. Bu yazıda ise merceği geçen ay,…
Geçmişten günümüze taşan “çatlaklar”: Yengeç Sepeti
İki ay önce Janet Barış, 5Harfliler’de yayımlanan bir yazı yazdı, bazı ortak temalar, nesneler ve mekânlar ışığında Çatlak’tan…
Pera Palas’tan Drive My Car’a: Seyirci ile karakter arasındaki bilgi asimetrisi
Pera Palas’ta Gece Yarısı, günümüzde yaşarken kendini bir anda 1919’da bulan bir gazetecinin hikâyesini anlatıyor. İzlemeye başlarken seyirci…
Jo Nesbø, Joel Coen ve kenarda kalanlar: Macbeth’i yeniden anlatmak
Hikâye, bir karakterin savaş alanında gördüğü Macbeth’e methiyeler düzmesiyle açılıyor. Dolayısıyla seyirci ya da okur olarak bu hikâyenin…
Sally Rooney’nin güzel mecrası, neredesin sen?
Karakterinin düşüncesini aktarmak isteyen bir yazar için yazılı metnin görsel metne kıyasla ilk bakışta bariz bir avantajı var.…
Ferhan Şensoy’a kişisel bir veda
2001. 5. sınıftayım. 5. sınıfta olmanın verdiği cesaretle oyun yazıyorum. Magnum opus’um hasta bir adamın vücudundaki iki mikroptan…
Komedi dizilerinde “ayıklık”: Kazanım mı, tehdit mi?
Son dönemin kalburüstü komedi dizilerinde dikkatimi çeken bir eğilim var. Anlatılar özellikle kimlik politikaları konusunda fazlasıyla tarafgir, karakterler…
Kendi yangınına referans vermek: “Fflam”
Şubat ayında Galler’in yerel kanallarından S4C’de Fflam (Flame – Alev) adlı dizinin ilk sezonu yayımlandı. Cardiff’te geçen ve…
Gösterişçi üretim çağının dizisi: “Call My Agent!”
9 Mart 2020’den bu yana evden çalışıyorum. Bir yandan pandemi koşullarında işe gitmek, çok daha düşük ücretler karşılığında…
“Beni Adınla Çağır” tam olarak ne anlama geliyor?
André Aciman’ın yazdığı, Luca Guadagnino’nun 2017’de sinemaya uyarladığı Beni Adınla Çağır (Call Me by Your Name) üzerine bugüne…
Onur Özdemir affedilmekle ilgilenmiyor
2008’in Haziran ayı benim için üniversitenin ikinci yazına denk geliyor. Bir grup arkadaşımla birlikte Ankara Garı’ndan 23.30’daki Fatih…