Ariel Pink’in akıl defteri: ‘pom pom’

Beşeri bilimlerin herhangi bir dalını meslek edinen ve bunu ortalamanın üzerinde bir özgünlükte gerçekleştiren her adam gibi ve hatta onlardan biraz daha deli olan 36 yaşındaki Los Angeles sakini Ariel Marcus Rosenberg, nam-ı diğer Ariel Pink, yalnızca kendi ismiyle piyasaya sürdüğü ilk albümü, 17 şarkı 70 dakikalık pom pom’u 4AD üzerinden yayımladı.

Albüm, Ariel Pink’in uzatmalı eski grubu The Haunted Graffiti’den ayrı olarak yayımladığı ilk albüm olmasına rağmen, diğerlerinden bile daha ciddi bir takım çalışmasıyla ortaya çıkarıldı. pom pom’un hisselerine en çok sahip olan isimlerden biri ise 60’ların glam rock efsanelerinin ardındaki prodüktör Kim Fowley. Fowley, albümdeki beş parçayı kanser tedavisi esnasında hastanedeyken yazdı. pom pom’un diğer ağır topları arasında ise gitaristliğiyle önünde ceket ilikleten, Spiritualized’dan bildiğimiz Jason Pierce ve haşin siyahi kız Azelia Banks ve çok daha fazlası var.

Peki albüm ne anlatıyor? Veya Ariel Pink bu albümle ne anlatıyor? Aynı anda birçok şey ve hiçbir şey. Önümüzdeki 20 yılın Wayne Coyne’u olacağına kesin gözle bakılan Ariel Pink, pom pom ile de özetlediği üzere beyni epey yanık, kafası da epey karışık bir metropol delisi. Gece yarıları Los Angeles barları önünde pembe peruğu, sıcak birası ve altın sarısı peluş kürküyle görülse yadırganmayacak bu adam, sadece müziğe değil popüler kültüre dair yaklaşımlarıyla da oldukça takip edilesi bir karakter. Madonna’nın yeni albümünde kendisiyle çalışmak istediği açıklamasıyla bütün müzik basınını troll’leyecek kadar alaycı, bu hareketiyle plak şirketi 4AD’den arkadaşı Grimes tarafından kadın düşmanı olarak tanımlanacak kadar yanlış anlaşılmış bir yalnız kovboy olan Ariel Pink, ayaklı bir absürd komedi, hayat bulmuş bir film-noir.

pom pom da bu durumla omuz omuza giden bir akıl defteri niteliğinde. “Plastic Raincoats in the Pig Parade”, “Dinosaur Carebears” gibi 70’ler Looney Tunes yapımı çizgi filmlerin jenerik müziği olabilecek şarkılardan “Put Your Number in My Phone”, “Picture Me Gone” ve “Dayzed Inn Daydreams” gibi oldukça karanlık, içe dönük olduğu kadar dışavurumcu post-punk melodilerine, “Not Enough Violence” ve “Sexual Athletics” gibi 80’ler synth-pop hit’lerinden “Nude Beach A G-Go” gibi surf-rock başyapıtlarına kadar gezmediği kıyı kalmayan albüm, hayatı boyunca ciddiye alınmamış bir adamın basın açıklaması gibi. Ariel Pink iki üç haftada bir çıkıp Pitchfork’a saçmalayacak ve pom pom da Ariel Pink’in saçmalıklarını ört bas edecek krediyi üç yıl vadesiz olarak garantileyecek.

“Bütün hayatım boyunca tek istediğim bir kız arkadaştı” itirafını yapmaktan çekinmeyen bu adam bir kadın düşmanı mı, seks manyağı mı, palyaço mu, müzik dahisi mi, pop kültürün kendi kendine yarattığı bir Frankestein mı, kararı siz verin. Ama muhtemelen, veremeyeceksiniz.


*Albümün 2011 yazında Karaburun sahilinde üç günlüğüne sahiplendiğim bir yavru kediyle adaş oluşu objektifliğime ket vuruyor olabilir, yine de pom pom gerçek bir son dakika golü ve 2014’ün en iyileri listeme bangır bangır bir giriş yaptı.

Muhabbetimiz daim olsun...

Benzer Yazılar
YETENEKLİ BAY RIPLEY (Anthony Minghella, 1999).
daha fazla

Bay Ripley yaşıyor

Patricia Highsmith (1921-1995), çekici sosyopat Tom Ripley’nin başrolde olduğu psikolojik gerilim romanı Yetenekli Bay Ripley’i 30 Kasım 1955’te…
Total
0
Share